Serazat Edebiyat'ın Ekim - Kasım - Aralık 2024 tarihli 8. sayısı çıktı. Şiir, öykü, deneme, söyleşi, inceleme, poetika, filiz ve sanat olmak üzere sekiz bölümden müteşekkil olan Serazat'ın bu sayısı Mete Almalı'nın "Çıkmaz Sokak" başlıklı öyküsü ile başlıyor. Mete Almalı, Gökçe Seher Balaban, Z. Rumeysa Topal, Uğurcan Dilber, Eylül Ayşe Kar, Mehmet Ali Güneş ve Ubeydullah Öz öykü bölümünde okuyacağımız yazarlar arasında.
27 Aralık 2024
21 Aralık 2024
Hüseyin Karacalar’ın “Protokol Krizi” Şiiri Üzerine
Hüseyin Karacalar'ın Cevapsız Aramalar’ı benim için özel bir kitaptır. Kitabı çok defa okumama rağmen her okuyuşumda şiirlerden yeni anlamlar çıkardım. Hem bende uyandırdığı duygular ile hem de şiirlerdeki dil-biçim-üslup tarafları ile bende ve şiir serüvenimde yeni yollar işaret eden bir kitap oldu.
"Protokol Krizi" şiiri Cevapsız Aramalar’dan bir şiir… Şu sıralar yeniden okuduğum şiirde, modern insanın gündelik hayatındaki absürt durumları, bürokrasiyi, toplumsal ilişkilerdeki yüzeyselliği ve bireyin iç dünyasındaki çelişkileri eleştirel bir dille ele almaktadır.
Şiirin merkezinde, adından da anlaşılacağı gibi, "protokol" kavramı yer alıyor. Protokol kelimesi, törenlerde veya resmi durumlarda uyulması gereken kuralların genel adı olarak tanımlanabilir. Fakat Hüseyin Karacalar’ın şiirinde bu protokol kavramı, resmi bir tören ya da resmi kişilerin, kurumların ilişkileri gibi büyük ölçekli bir protokol değil, daha çok gündelik hayatta karşılaştığımız küçük düşürmeler, öncelik sıralamaları, "ben" merkezli tutumlar-tavırlar ve yüzeysel nezaket kuralları olarak karşımıza çıkıyor. Karacalar şiirinde, bu türden protokollerin ne kadar anlamsız ve insanı bunaltıcı olabileceğini bazen mizahi bazen de eleştirel bir dille vurgulamaktadır.
18 Aralık 2024
Anlatımcı Şiir Tekniğinde Kişilik, İmge, Anlam ve Klişe Üzerine
İnsan sosyal bir varlıktır. Çevresiyle etkileşim içindedir. Bu sebep ile temas ettiği durumlar, olaylar ve kişiler arasında bir alışveriş hali yaşamaktadır. İnsanın sosyal gerçekliği göz önünde bulundurulduğunda tıpkı beslenmek, uyumak gibi anlatmak da temel bir ihtiyaçtır. Yaşadığımız hayatın da önemli bir bölümünü neden-sonuç ilişkileri çerçevesinde yaşamaktayız. Söz konusu nedensellik çerçevesinde içimizde ve dışımızda olup biten şeyleri anlatma ihtiyacı hissetmekteyiz. Bu ihtiyacı karşıladığımız çeşitli kanallar mevcut. Bu kanallardan birisi de şiirdir.
Şair şiirinin ortaya çıkış sürecinde dilin imkân ve hareket alanından yararlanır. Bu bağlamda çeşitli teknik ve yöntemlerle şiirini destekler. Bu teknik ve yöntemlerden biriside anlatımcılıktır. Yaygın kullanılan ifade ile "anlatımcı şiir"... Anlatımcı şiir biçimini tanımlamak gerekirse şairin şiirde duyurmak istediğini anlatma yoluyla ifade etmesidir. Anlatımcı şiirin merkezinde kişiler, olaylar ve durumlar yer almaktadır. Şiirin sözü edilen kurucu unsurlar etrafında oluşturulması onu diğer anlatımcı edebi türlere yaklaştırabilir. Fakat anlatımcı şiiri diğer anlatımcı metinlerden ayıran ve ona şiir olma vasfını kazandıran bazı hususiyetler bulunmaktadır. Bu hususiyetler dil, üslup ve imge olarak ifade edilebilir.
Kabul etmek gerekir ki anlatımcı şiir kavramı geniş bir şiir alanını ifade eder. Anlatan her şiir anlatımcı şiir olarak değerlendirilebilir. Bu değerlendirmede anlatımcı şiir olarak kastedilen şiirin kapsamı daha dardır. Öykü temelinde ilerlemeyen, olayları, durumları nedensellik çerçevesinde değerlendirmeyen, açıklamayan bir şiir... İmgelerin kullanıldığı, daha kapalı ve bazen bir duyguyu bazen de bir durumu anlatan bir şiir.
13 Aralık 2024
Döndüm Durdum Bu Âlem İçinde
Klâsik Türk Müziğini seven, dinleyen, icracılarını takip eden ve bu konuda okuyan, araştıran birisiyim. Müziğe karşı eskiden beri ilgim var. Çok istesem ve uğraş versem de herhangi bir müzikal enstrüman kullanmayı öğrenemedim. Öğrendiğim, yapabildiğim şey bilgisayar programları üzerinden melodiler ortaya çıkarıp, ortaya çıkardığım bu melodileri yine çeşitli programlar kullanarak geliştirmek... Bu anlamda çeşitli enstrüman seslerini çıkaran bir çok stüdyo programı mevcut. Fakat gerçek bir enstrümanın çıkardığı sesin doğallığını hiç bir program veremiyor. Ruh ve mana aleminde o lezzete varamıyor.
Daha önce yine blogum vasıtasıyla sizleri haberdar ettiğim bir konuya değinmek istiyorum. Müziğe karşı olan ilgimi besleyen, bu anlamda kendimce çalışmalar çıkardığım, bir şeyler ürettiğim bir sistemden söz edeyim. SUNO AI isminde bir platformu bu amaç için kullanıyorum. Bazen çeşitli anahtar kelimeler ve cümleler ile tarif ettiğim, bazen de ıslık ile veri girişleri yaptığım bir müzik altyapısı üretim platformu bu. Bu platformda bir süredir çeşitli çalışmalar yapıyor ve yazdığım şarkı sözleri üzerine müzikal altyapılar üretiyorum. Ürettiğim bu altyapıları ise çeşitli müzik programları kullanarak geliştiriyorum. Çalışmalarımı ise Youtube kanalımda yayınlıyorum. Youtube kanalıma şu bağlantıdan ulaşabilirsiniz.
Son yaptığım çalışmanın adı: Döndüm Durdum Bu Âlem İçinde.
15 Kasım 2024
Durum Raporu /otuzyedi
Durum Raporu dizisine yeni bir yazı eklemeyeli neredeyse iki ay oldu. Bu zaman zarfında neler yaptığımdan bahsetmek istiyorum. Hem kişisel hayatımdaki koşturmaca hem de iş hayatımın yoğunluğu beni buralara uğramaktan alıkoydu. Bulduğum boş zamanları ise bloguma ve yazmaya ayırmak yerine yeni uğraş alanlarımdan birisi olan "yapay zekâ ve müzik" alanına ayırdım. Zaman ve fırsat buldukça bu konuda çeşitli akademik makaleler okudum ve yeni şeyler denemeye, deneyip ortaya koyduğum çalışmalarımı ise geliştirmeye gayret gösterdim. Çalışmalarımı YouTube kanalımda yayınlıyorum. Şu bağlantıdan ulaşabilirsiniz.
Okumak istediğim yeni çıkan kitaplardan söz etmek istiyorum. Bu kitaplardan ilki kıymetli dostum Ubeydullah Öz'e ait. Rahmetlinin Cyrano De Bergerac'tı Adı. İzdiham Yayınları'ndan çıkan kitap "anlatı" türünde ve elli sayfadan müteşekkil. Kitabın ilk baskısı çok yakın bir zamanda yapıldı.
Okumak istediğim ikinci kitap ise Ali Ayçil'e ait. Roman türünde olan kitabın ismi ise Karşı Roman. Ali Ayçil'i Dergah Yayınları'ndan çıkan kitapları, Dergah Dergisi ile olan münasebeti ve şair kimliği ile tanıyorum. Karşı Roman ise İletişim Yayınlarından çıktı. Temmuz 2024'te çıkan kitap 144 sayfadan müteşekkil. Şair İdris Ekinci'nin Ayçil'in Karşı Romanı üzerine kaleme aldığı yazıyı okuduğum zaman kitaba karşı olan ilgim ve merakım hayli arttı. Ekinci'nin söz konusu yazısı ise Aşkar Dergisi'nin Ekim - Kasım - Aralık 2024 tarihli 72. sayısında yayınlandı.
2 Ekim 2024
Google Gemini ve Diğer Dil Modelleri Hakkında
Gemini'yi ifade eden görsel |
Dünya büyük bir değişimin ve dönüşümün içinde yer almakta. Gelişen teknoloji ve yenilikçi uygulamalar hiç olmadığı kadar insan yaşamına girmiş durumda. 2022 yılının Ocak ve Nisan aylarında yayınladığım Klasik Teknolojiye Dair başlıklı yazı serimde insan yaşamını kolaylaştırdığı iddiasında bulunan teknolojik gelişmelere dair eleştirel bir bakış açısı ortaya koymuştum. Aradan neredeyse üç yıl geçti. Bu süre zarfında Yapay Zekâ ve buna bağlı uygulamalar gelişti ve gelişmeye devam ediyor. Yapay zekâyı Öğrenebilen, öğrendiğini uygulayabilen, insan gibi analizler yapıp ve analizler doğrultusunda kararlar verebilen karmaşık sistemler olarak tanımlayabiliriz.
18 Eylül 2024
Durum Raporu /otuzaltı
Yaklaşık bir aydır Durum Raporu dizisine yeni yazı eklemedim. Bu bir aylık zaman diliminde anlatacak pek çok şey birikti. Yaklaşık bir buçuk ay önce "Yapay Zekâ Bağlamında Sanatçı ve Eseri" başlıklı bir yazı kaleme almış ve blogumda yayınlamıştım. Söz konusu yazıyı yayınladıktan sonra yazdığım şiirleri yapay zekâ destekli şarkı formuna dönüştürme fikri daha çok yer edindi bende. Bunun için Suno AI uygulamasını kullandım ve oluşturduğum, üzerinde çalıştığım çalışmalarımı Youtube hesabımda yayınladım. Beklentimin üstünde bir ilgi ve izlenme ile karşılaştım. Bu durum beni hem şaşırttı hem de mutlu etti. Üzerinde emek verdiğim eserlerin, çalışmaların ilgi uyandırdığını görmek beni üzerinde çalıştığım diğer eser ve çalışmalar için motive etti. Çünkü bir durumun sürdürülebilmesi için iç enerjimizi canlı tutacak tetikleyiciler gerekiyor.
Futbol ile pek ilgili olduğum söylenemez. Yine de üç büyüklerden Galatasaray'ı desteklerim. Çocukluk çağlarımda UEFA Kupasını ve Süper Kupa'yı kazanması ve Galatasaray'ı bu şekilde tanımış olmam bu taraftarlıkta etkili olabilir. Dün kızım Gülce ile akşam gezintisine çıkmıştım. Sevgili eşim ve oğlum Tuğrul ise evde kalmıştı. Yürüyüşümüz sırasında Taraftar Store'un önünden geçtik, formalara bakarken çocuklara yeni sezon Galatasaray forması alayım dedim. Yani bizim çocukların ilk formaları da 2024-2025 sezonuna ait parçalı forma oldu.