Yaz tatilini geride bıraktık, uzun yaz günleri arkamızda kaldı. Şimdi yeni bir dönemin başındayız. Önümüzdeki bu dönem geçtiğimiz dönemlere nazaran biraz daha yoğun geçeceğe benziyor. Bu yıl Yüksek Lisans eğitimimin ikinci sınıfında olacağım. Geçen yıl sekiz ana dersten eğitim gördüm ve sınavlarda başarı gösterip ikinci sınıfa geçtim. Şu aşamada üzerine çalışacağım, tez ve öneri geliştirebileceğim bir konu/alan belirleyip, bu konu/alanda literatür taraması yapacağım. Ulaşabildiğim birincil kaynakları okuyup, işime yarayabilecek kısımları bir kenara not edeceğim. Her şey yolunda gider, bu süreçte disiplinli davranır ve sabır gösterirsem, en iyi ihtimalle önümüzdeki bahar döneminin sonunda üzerinde çalışacağım tezi bitirir, jüri önünde tezimi sunabilirim.
Bir süredir blogumda Serazat Edebiyat ile ilgili paylaşımlarda bulunuyorum. Ubeydullah'ın tasarım ve mizanpajını yaptığı, öyküleriyle katkıda bulunduğu Serazat'ta Mete Almalı'nın, Zeki Altın'ın, Osman Hasdemir'in de eserlerini okudum. Özellikle Ubeydullah ve Mete'nin isimlerini Serazat'ta görmek beni heyecanlandırdı. Ben de inceleme yazılarım ile Serazat Edebiyat'a katkıda bulunuyorum. Serazat'a yayınlansın diye gönderilen inceleme yazıları için ben de fikrimi beyan edeceğim. Bu arada derginin internet sitesi tamamen yenilenmiş. Tasarım, renkler ve kullanılan çizgiler çok hoşuma gitti. Derginin kapak tasarımları da ilgi çekici. Bence Ahmet Alataş bu konu da çok yetenekli. Derginin internet sitesinde bana ayrılan sayfaya buradan erişebilirsiniz.