Zeki Altın etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Zeki Altın etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

20 Ağustos 2024

, , , , , , , ,

Serazat Edebiyat'ın 7. Sayısından Mısra Seçkisi

ne vakit salınıp geçse şûh rüzgar ince bilek
kirli bir çamaşır kemirip duruyor mandalı
ara sıra değil, mutâd uğruyor artık efkâr
kör bıldırcın nasıl biliyor konacağı dalı

Nadir Aşçı, Kör Bıldırcın
çölün sırrıdır kuma gömülmek
dönmeye niyet etsem
bir mâni olmalı gemiyi yakmak için

Mehmet Şamil, Dervişin Son Ölümü
uzağa gitmeye başladıysa taşparmaklar
anlamlarını soğutuyor defterlerde çizgiler
sözcüklerim bir şemsiye oluyor sana
yazıldıkça tarih, kalbin miladını başlatıyor.

Zeki Altın, Ters Şerit

7 Şubat 2024

, , ,

Zeki Altın ile Üç Kişilik Ölüm Marşı Üzerine

Zeki Altın ve Üç Kişilik Ölüm Marşı Kitabı

1) Merhaba Zeki. Bugün seninle şiir serüvenini ve ilk kitabın olan Üç Kişilik Ölüm Marşı’nı konuşmak istiyorum. Öncelikle kitabın için tebrik ederim. Uzun süredir çeşitli edebiyat dergilerinde yayınlanan şiirlerin ile okurunla buluşuyorsun. Dergi sayfalarından şahit olduğum şiir serüveninde şiir dili canlı olan, dilin sunduğu imkanları zorlayıp şiirinde yeni denemeler yapmaktan çekinmeyen bir Zeki Altın ile karşı karşıya geldim. İlk sorum kitabın isminden hareketle olacak. Otuzuncu sayfada kendisine yer bulan “Üç Kişilik Ölüm Marşı” başlıklı şiirin kitaba ismini vermesinde özel bir durum var mıdır?

14 Eylül 2022

, , , ,

Durum Raporu /onaltı

Yaz tatilini geride bıraktık, uzun yaz günleri arkamızda kaldı. Şimdi yeni bir dönemin başındayız. Önümüzdeki bu dönem geçtiğimiz dönemlere nazaran biraz daha yoğun geçeceğe benziyor. Bu yıl Yüksek Lisans eğitimimin ikinci sınıfında olacağım. Geçen yıl sekiz ana dersten eğitim gördüm ve sınavlarda başarı gösterip ikinci sınıfa geçtim. Şu aşamada üzerine çalışacağım, tez ve öneri geliştirebileceğim bir konu/alan belirleyip, bu konu/alanda literatür taraması yapacağım. Ulaşabildiğim birincil kaynakları okuyup, işime yarayabilecek kısımları bir kenara not edeceğim. Her şey yolunda gider, bu süreçte disiplinli davranır ve sabır gösterirsem, en iyi ihtimalle önümüzdeki bahar döneminin sonunda üzerinde çalışacağım tezi bitirir, jüri önünde tezimi sunabilirim.

Bir süredir blogumda Serazat Edebiyat ile ilgili paylaşımlarda bulunuyorum. Ubeydullah'ın tasarım ve mizanpajını yaptığı, öyküleriyle katkıda bulunduğu Serazat'ta Mete Almalı'nın, Zeki Altın'ın, Osman Hasdemir'in de eserlerini okudum. Özellikle Ubeydullah ve Mete'nin isimlerini Serazat'ta görmek beni heyecanlandırdı. Ben de inceleme yazılarım ile Serazat Edebiyat'a katkıda bulunuyorum. Serazat'a yayınlansın diye gönderilen inceleme yazıları için ben de fikrimi beyan edeceğim. Bu arada derginin internet sitesi tamamen yenilenmiş. Tasarım, renkler ve kullanılan çizgiler çok hoşuma gitti. Derginin kapak tasarımları da ilgi çekici. Bence Ahmet Alataş bu konu da çok yetenekli. Derginin internet sitesinde bana ayrılan sayfaya buradan erişebilirsiniz.

14 Temmuz 2022

, , , , , ,

Serazat Edebiyat'ın 1. Sayısından Mısra Seçkisi

deniz ağaçları bilinselerdi evlerde
balkonlarda pencere kenarlarında
akvaryumla birlikte neleri anımsatır onlara
bir mezar daha ne ister denizden
bir hayat kadar ölü kalınsa yeter

Osman Hasdemir, Çekilirken

Ağaç köklerine yaydığım yumuşak otların
Savaş artığı uykularına uzanırken
Başımı siyaha yani
Aşkımın dizlerine koyar gibi yaslarım

Mücahit Mehmet Musuloğlu, Sarı Humma

Uyandığımda üşüyorum yüzüm boş meydan
Dünyada senden uzak olmak da varmış
Nefesinin sonu şiirdir, peşine düşsem

Bir şiirin içinde yaşarsın, bir rüzgârın dışında
Bir damlacık göğsüne bir deniz sığmış

Rıdvan Yıldız, Gereği Düşürüldü