Samiha Ayverdi ve Yusufcuk kitabı |
16 Şubat 2022
26 Eylül 2021
Yeni Başlangıçlar
Bizim için Eylül ayı bir takım olayların başlangıcı oldu. Daha öncede bahsettiğim üzere ikamet ettiğim adresime bir buçuk saat uzaklıkta bir yerde çalışıyordum. Gidiş ve geliş sürelerimi hesap edersem günümün yaklaşık üç saatlik kısmı yolda geçiyordu. Bu durum haliyle yorucu oluyordu ve aileme, evime ayırdığım zaman çok kısıtlı oluyordu. Fakat bu durum artık değişti. Artık evime çok daha yakın bir yerde çalışıyorum ve eve giriş saatim üç saat daha erken oldu. Böylece aileme daha fazla zaman ayırabiliyor ve günümü daha verimli değerlendirebiliyorum.
***
Yayınladığım son şiir Senin Derdin Ne, Aşkar Dergisi’nin 51. sayısındaydı. Temmuz – Ağustos – Eylül 2019 tarihli sayısı… Aradan iki yıldan fazla süre geçti. Uzun zamandır üzerinde çalıştığım şiirimi geçtiğimiz haftalarda nihayet tamamladım ve derginin 60. sayısı için gönderdim. Benim için oldukça anlamlı bir sayı olacak.
Samiha Ayverdi’nin Yusufçuk kitabını geçenlerde edindim. Kitabı daha ilk sayfalardan itibaren sevdim. İnsan ve insana dair birçok şey etrafında örülen kısa yazılar var. Bazı akşamlar günü kapatırken birkaç sayfa okuyoruz.
Bu arada yeniden üniversiteli oldum diyebilirim. Yedi yıl önce mezun olduğum Cumhuriyet Üniversitesi’ne yeniden öğrenci olarak girdim. Yaptığım işle ilgili Tezli Yüksek Lisans programı sınavına girmiştim. Programa kabul edilen ilk yedi kişi arasına girdiğimi öğrendim. Sanırım derslerimiz Cuma günü başlıyor. Yeniden akademik bir ortamda olmak beni heyecanlandırdı.
5 Ağustos 2021
Kazanmak ve Yenilmek Üzerine
"Herkes bu meydana bir zafer için gelir, ben ise sâde sana yenilmek için geldim."
Sâmiha Ayverdi, Yusufçuk
Mütefekkir ve mutasavvıf bir yazar: Sâmiha Ayverdi. Roman, hikâye, hatırat, makale ve inceleme türünde eserler veren Ayverdi ile henüz tanışmış değilim. Onun yazın dünyasına henüz girmedim. Onu okuyanların ve eserlerini inceleyenlerin tavsiyesi üzerine Yusufçuk kitabı ile Sâmiha Ayverdi okumaya başlayacağım. Yazımın hemen başında alıntıladığım cümle de Yusufçuk kitabından. Şuan Ursula K. Le Guin'in Yerdeniz Büyücüsü isimli kitabını okuyorum. Okuma hızım yavaş olsa da bir hafta içerisinde kitabı bitirmeyi planlıyorum. Ardından Yusufçuk kitabı ile yola devam edeceğim.
Alıntıladığım cümle için biraz düşünmek ve düşüncelerimi sizlerle paylaşmak isterim. Cümle içerisinde "meydana çıkmak, zafer elde etmek ve yenilmek" kelimeleri dikkatimi çekti. Meydana gelmek, meydana çıkmak ile kastedilen şeyin dünya sahnesi olduğunu düşünüyorum. İnsanlar bu dünya sahnesinde göründüğü süre boyunca sürekli bir mücadele içerisindeler. Hemen herkes bu süre boyunca kazanmanın, bir zafer elde etmenin yollarını arıyor. Kimileri kendi nazarında bunu başarıyor, kimileri ise yine kendi nazarında bunu başaramıyor. Cümlenin sahibi "ben ise sâde sana yenilmek için geldim." diyor. Peki zafer ve yenilgi kelimeleri bende hangi çağrışımları uyandırdı?