Şu üç soruyu önemsiyorum. Bu sorular Tolstoy'un "İnsan Neyle Yaşar?" başlıklı hikâyesinde soruluyor. Bu sorulardan birincisi: İnsanın özünde, mayasında, hamurunda -artık adına her ne diyorsanız- var olan şey nedir? İnsanın bir fıtrat üzerine bu dünyaya gözlerini açtığına inanıyorum. Bu fıtratı muhafaza edecek olan da onu yitirecek olan da yine insanın kendisidir. Peki fıtrat dediğimiz şey nedir? Fıtrat kelimesi anlam itibariyle "ilk yaratılış" manası taşımaktadır. Varlık ilk defa ortaya çıktığında, vücut kazanıp bu dünyaya ulaştığında mükemmel haldedir. Onun bu mükemmelliği zaman içerisinde bu dünyanın çukurlarına bata çıka bozulmaya başlar. En nihayet çok çeşitli kusur ve eksikliklerle dolu bir hâle dönüşür. İkinci soru: İnsana verilmeyen şey nedir? Bu soru üzerine daha çok düşündüm. İnsanın yoksun kaldığı şeyler bazen insana verilmiş bir nimet olarak karşısına çıkabiliyor. Bu durumda insanların sahip oldukları, sahip olamadıkları, beraberinde getirdikleri veya beraberinde götürdükleri onun neyle yaşadığını göstermekte. Beraber olduklarımız, beraberlik kurduğumuz her ne varsa, bizi bir noktaya taşıyor. Sonunda bütün yolların çıktığı iki nokta var. Pişmanlık ve şükür. İşte üçüncü soru ve cevabı: İnsan neyle yaşar? Bence insanı yaşatan şeyin adı şükürdür.
Alfred Hitchcock etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Alfred Hitchcock etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster