Yaklaşık bir aydır Durum Raporu dizisine yeni yazı eklemedim. Bu bir aylık zaman diliminde anlatacak pek çok şey birikti. Yaklaşık bir buçuk ay önce "Yapay Zekâ Bağlamında Sanatçı ve Eseri" başlıklı bir yazı kaleme almış ve blogumda yayınlamıştım. Söz konusu yazıyı yayınladıktan sonra yazdığım şiirleri yapay zekâ destekli şarkı formuna dönüştürme fikri daha çok yer edindi bende. Bunun için Suno AI uygulamasını kullandım ve oluşturduğum, üzerinde çalıştığım çalışmalarımı Youtube hesabımda yayınladım. Beklentimin üstünde bir ilgi ve izlenme ile karşılaştım. Bu durum beni hem şaşırttı hem de mutlu etti. Üzerinde emek verdiğim eserlerin, çalışmaların ilgi uyandırdığını görmek beni üzerinde çalıştığım diğer eser ve çalışmalar için motive etti. Çünkü bir durumun sürdürülebilmesi için iç enerjimizi canlı tutacak tetikleyiciler gerekiyor.
Futbol ile pek ilgili olduğum söylenemez. Yine de üç büyüklerden Galatasaray'ı desteklerim. Çocukluk çağlarımda UEFA Kupasını ve Süper Kupa'yı kazanması ve Galatasaray'ı bu şekilde tanımış olmam bu taraftarlıkta etkili olabilir. Dün kızım Gülce ile akşam gezintisine çıkmıştım. Sevgili eşim ve oğlum Tuğrul ise evde kalmıştı. Yürüyüşümüz sırasında Taraftar Store'un önünden geçtik, formalara bakarken çocuklara yeni sezon Galatasaray forması alayım dedim. Yani bizim çocukların ilk formaları da 2024-2025 sezonuna ait parçalı forma oldu.
İlk kaçamak kendi gücümüzün önemli işleri başarmaya yetmeyeceği inancından beliriyor. Halbuki gücümüzün yettiği kadarını başarmak yeterince önemlidir. Biz yapabileceğimizi yapmaktan kaçmak için kendimize varamayacağımız hedefler seçiyoruz.
İsmet Özel, Taşları Yemek Yasak
Şimdi düşünelim, hayatı bahaneler üretip tüketenlerden miyiz, yoksa bahaneleri aradan çekip hayatımıza anlam yükleyenlerden miyiz? İsmet Özel'e ait paylaştığım bu iktibas, bizleri bu durumu düşünmeye sevk ediyor. Kendimize gerçekçi hedefler belirlemek zorundayız.
Gücümüz neye yetiyorsa onu yerine getirmeye mecburuz. Bu sorumluluğu yerine getirmek bize yeni imkanlar ve alanlar oluşturacaktır.
***
Zaman çabuk geçiyor. 2021 yılında yine Eylül ayında, bu yazı istikametinde bir şeyler yazıp paylaşmıştım. Yeni Başlangıçlar başlıklı yazımda Eylül'ün bendeki yerinden söz etmiştim. Tıpkı Haziran gibi Eylül de bende yeni umutlar ve heyecanlar uyandıran bir ay olmuştur. Haziran ve Eylül ayları bana yeni ilhamlar fısıldar. Bu anlamda Serazat Edebiyat'ın 8. sayısında yayınlanacak olan bir şiirimden söz etmek istiyorum. Eylül'den az zaman önce kaleme aldığım bu şiirde sözünü ettiğim umudu ve heyecanı yansıtmaya çalıştım. Sekizinci sayı yayınlandıktan sonra blogumda da paylaşacağım.
Bir başka konu: YouTube kanalım. Şiir ve şarkı çalışmalarımı seslendirilmiş - bestelenmiş formlarını yayınlandığım YouTube kanalıma üye olursanız, yayınlayacağım çalışmalarımdan haberdar olabilirsiniz. Şimdilik bu kadar.
0 Yorum:
Yorum Gönder
Bloguma ziyaretiniz için teşekkür ederim. Bu içeriği beğendiyseniz paylaşabilir, yorum yaparak katkıda bulunabilirsiniz. Yeniden görüşmek ümidiyle...