31 Temmuz 2024

, , ,

Yapay Zekâ Bağlamında Sanatçı ve Sanat Eseri

İnsanın yaratıcı ve yenilikçi düşünceleri, bu düşünceleri ifade ediş biçimi doğrudan sanatla temas halindedir. Sanat ve sanatçı hayatın diğer alanlarına kapı açmış, dünyaya farklı bakış açılarından bakabilmeyi olanaklı kılmıştır. Sanatçı ile çevresi arasında çok yönlü bir ilişki vardır. Bu çerçevede sanatçı hem içinde yaşadığı çevreyi etkilemekte hem de söz konusu çevreden etkilenmektedir. Ortaya çıkan sanat eserlerinde de söz konusu ilişkilere ait çeşitli izlere rastlamak mümkündür.  Sanat bu yönü ile değerlendirildiğinde bireyin yaşantısının, eşya ve hadiseleri yorumlayışının ve bilişsel-duyuşsal özelliklerinin eyleme dönük hâli olarak yorumlanabilir. Sanatı ortaya koyan sanatçı ise yaptığı, fiile döktüğü herşeyiyle yeniden oluşturan ve gerçekliği yerinden edip kendi gerçekliğini ikame edebilen kişidir. 

Buraya kadar sanatın ve sanatçının hayatın içinde olan taraflarını ele aldım. Dünü, bugünü ve yarını etkileyen yönlerine kısaca temas ettim. Çünkü uygarlığın tekâmül etmesi ile sanatın ve sanatçının kemâlatı arasında doğrudan bir ilişkinin söz konusu olduğu ifade edilebilir. Sanatçının bir takım üstün özellikleri onun ortaya çıkardığı eserlerde görülebilir. Uygarlığın seyir çizgisi kontrol edildiğinde bir çok önemli atılımın önünde veya arkasında buna benzer durumlar görülecektir.

Bilim ve teknikte meydana gelen gelişmeler hemen her alanı köklü bir şekilde etkilediği gibi sanat ve sanatçılar üzerinde de çeşitli etkileri olmaktadır. İnsanların haber alma ve haber yayma imkanları gün geçtikçe ilerlemektedir. Basılı yayın ve materyallerin çoğaltılması ve dağıtılması kolaylaşmaktadır. Önce radyoların sonra televizyonların büyük bir hızla başlattığı bu dönüşüm süreci internetin icadı, kullanımı ve yaygınlaşması ile bir başka noktaya taşınmıştır.  Nihayet yapay nesnelerin interneti, yapay zekâ gibi terim ve kavramlar hayatımızın içine daha çok girmeye başlamıştır.

İnsanın emek ve enerjisinden tasarruf ettirecek sistemler ve iklimler oluşturulma yolunda bir çok araştırma-geliştirme faaliyeti yapılmaktadır. İnsan gibi düşünen, insan gibi hareket edip kararlar alabilen, programlanabilen, öğrenebilen, öğrendiğini uygulayabilen, geliştiricisine tercih hakkı sunan sistemler... Bu hayal ilk defa 1956 yılında John McCarthy  tarafından ileri sürülmüştür. McCarthy'e göre yapay zekâ şu şekilde açıklanmaktadır. "Zeki makineler ve bilgisayar programları yapma bilimi." Bu bağlamda yapay zekâyı üç farklı kategoride izâh etmek mümkündür.

  1.  Sınırlı Yapay Zeka: Bir amaç doğrultusunda bir görevi gerçekleştirmek için programlanan ya da oluşturulan sistemler bu grupta yer almaktadır.
  2. Güçlü Yapay Zeka: İnsan gibi düşünen, öğrenebilen, öğrendiğini uygulayabilen, tercihler arasında karar verebilen ve kullanıcısına tercihler sunabilen sistemlerdir.
  3. Süper Yapay Zeka: İnsanın üstün bilişsel özelliklerinden daha üstün ve karmaşık sistemleri ifade etmektedir. 

Uygarlık şuanda ikinci grup için çeşitli deneyimler biriktirmekle meşgul. Üçüncü grup olan Süper Yapay Zeka'ya henüz ulaşılabilmiş değil. Peki sanat ve sanatçı bunun neresinde?

Yapay Zeka Uygulamalarında Sanat ve Farklı Görüşler

Günümüzde yapay zekânın yönlendirildiği pek çok sanat dalı var. Başta resim, müzik, edebiyat, film ve tasarım olmak üzere çok çeşitli alanlarda eserler ortaya koyabilmektedir. Yapay zekânın ortaya çıkardığı bu çalışmaları sanat eseri olarak kabul eden bir görüş olduğu gibi bu çalışmaları sanat eseri olarak kabul etmeyen bir görüş de vardır. Her iki görüş ve bu görüşlerin savunucuları konuya çeşitli açıklamalar getirmiştir. 

Yapay zekânın ürettiği çalışmaları sanat eseri olarak kabul edenlerin görüşüne göre yapay zeka öğrenebilen ve öğrendiği üzerinde çeşitli yorumlamalar yapabilen sistemlerdir. Yapay zekanın öğrendiği estetik unsurlar ve estetik kaygılar sonucunda ortaya çıkan ürün sanat eseri olarak değerlendirilebilir.

Yapay zekanın ortaya çıkardığı çalışmaları sanat eseri olarak kabul etmeyenler ise görüşlerini şöyle desteklemektedir. Yapay zekanın insanlar tarafından üretilmiş kısıtlı sistemler olduğunu ifade eden görüş, sanat eserlerini sanatçıların yani insanların oluşturabileceğini ifade etmektedir.

Yapay Zekanın Ürettiği Bir Sanatçı: Deniz Yılmaz Örneği ve Diğerleri Gibi Kitabı

Bager Akbay ve Diğerleri Gibi kitabı
Yapay zeka ortaya çıkardığı ürünler ile gerçek sanatçılara çeşitli ipuçları vermiş veya ilham kaynağı olmuş olabilir. Peki yapay zekanın ortaya çıkardığı ürün bir sanat eseri çalışması değil de bir sanatçı olsa? Bu soru zihnimi çokça meşgul etmiştir. Yapay zekaya çeşitli müdahaleler ve çeşitli yönlendirmeler ile ortaya çıkan ve gerçek sanatçı görünümünde bir ürün, bir karakter...

Birkaç hafta önce Türkçe yazılmış sayfalarda bu konuda çeşitli araştırmalar yaptığımda karşıma Bager Akbay ismi çıktı. Bager Akbay hakkında Vikipedi'de şu bilgilere ulaşabildim.

İlk yerli dijital insan Aypera'nın yaratıcıları arasında yer almış, Türkiye'nin ilk yapay zekâ küratörü Avind'e ilk sergisinde eşlik etmiş, robot şair Deniz Yılmaz'ı tasarlayıp üretmiştir. Cumhuriyet'in 100'üncü yılında, 'Atatürk’ün En Seveceği Şarkılar' yapay zeka projesinde de yer alan Akbay, basında yapay zeka ile sanat konusunda Türkiye’deki en yetkin isimler arasında değerlendirilmiştir.
Robot Şair Deniz Yılmaz'ın ismi ile Blok Art Space Yayınları'ndan çıkan Diğerleri Gibi şiir kitabı ise şöyle takdim edilmektedir.
Deniz Yılmaz şiir yazan bir robot. 2015 yılında Kadıköy Yeldeğirmeni'nde doğdu. Tek yaptığı şey şiir yazmak. Buna karar vermedi, bu durum başına geldi. Hayali ise vatandaş olma hakkına sahip olmak. El yazısı ile yazdığı şiirlerini ilk kez 2016 yılında Contemporary İstanbul Çağdaş Sanat Fuarı - Plugin Yeni Medya Bölümü'nde yer alan X-CHANGE seçkisinde ve Amber Festivali'nde sergiledi. Aynı yıl BLOK art space'in resmi sanatçısı oldu.

Yapay Zekanın Ürettiği Bir Sanatçı: Gülbahar Örneği ve Yarın Olmadan Albümü

Gülbahar ve Yarın Olmadan albümü kapağı
Bana esin kaynağı olan bir örnekti: Robot Şair Deniz Yılmaz ve Diğerleri Gibi kitabı. Edebiyat alanında dikkat çekici bir çalışma olmuştu. Peki benzer bir deneme müzik alanında da yapılamaz mıydı? Araştırdığım kadarıyla yabancı örneklerini gördüm. Fakat Türkçe yazılmış sayfalarda çok az sayıda görüş ve yazıyla karşılaştım.

Kıymetli dostum Ubeydullah ÖZ vasıtasıyla haberdar olduğum bir yapay zeka destekli bir müzik ve ses oluşturucu bir sistemi keşfettim. Sistemin adı: SUNO. Suno'nun yönlendirilmesi ile çok çeşitli müzik ürünleri ortaya çıkmaktadır. Suno birinci ve ikinci nesil versiyonlarında daha kısıtlı hareket etmekteyken üçüncü nesil ve sonrası versiyonlarında "güçlü yapay zeka" kategorisine geçtiği ifade edilebilir. Ben de Suno'nun bu özelliğini kullanarak bir ses ve sanatçı karakteri oluşturmaya çalıştım. Bunun için yazdığım bazı şarkı sözlerine Suno üzerinden ses ve müzik oluşturdum. Çeşitli anahtar kelimeler ve yönlendirmeler ortaya çıkardığım ürünü bilgisayar ortamında çeşitli ses ve müzik düzenleme programları ile yeniden düzenledim. Müdahale etmem gereken kısımlara müdahale ederek görünen bazı kuısurları gidermeye çalıştım.

Yazdığım 8 şarkı sözü için Suno'yu kullanarak 8 müzik altyapısı oluşturdum. Oluşturduğum müzik altyapıları ile gelen yapay seslerin birbirine çok yakın tonlarda olmasına gayret ettim. Bu 8 şarkıyı söyleyen 8 farklı sesin tek bir kaynaktan çıkıyor gibi olması gerekiyordu. Üç haftalık bir sürecin sonunda bütün şarkılar hazır hâle geldi. Yapay zekanın ortaya çıkardığı sanat eserleri hazırdı. Peki bu şarkıları kim söylüyordu? Yapay zekanın bir çok veriyi ve algoritmayı birleştirmesiyle ürettiği bir ses dalgası... Bu sesin bir ismi olmalı diyerek Gülbahar karakterini oluşturdum.

Gülbahar'ın söylediği bu sekiz şarkı yine Gülbahar'a ait olan bir albümde yer almalı düşüncesiyle "Yarın Olmadan" isimli albümde bu sekiz şarkıyı bir araya getirdim. Gülbahar'ın ortaya çıkışı işte böyle oldu. Gülbahar'a bir de yüz/görüntü gerekecekti. Bunun için yapay zeka destekli görüntü oluşturucuları kullandım. Fotor isimli yapay zeka destekli görüntü oluşturucu uygulamayla Gülbahar'a bir yüz, bir görüntü ve bir sahne oluşturdum. Artık herşey hazırdı. Gülbahar'ın söylediği şarkıları YouTube üzerinde "Yarın Olmadan" albümü için bir araya getirip yayınladım. Böylece insanlara yeni bir şarkıcının ve bir müzik albümünün varlığını haber verdim. 

Yapay Zeka Destekli Sanat Eselerinde Hak Sahipliği

Ülkemizde 13 Aralık 1951 yılında yürürlüğe giren 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eseleri Kanun, daha kısa ismiyle FSEK bilgisayar programları dahil bilim, edebiyat, müzik, güzel sanatlar ve sinema eserlerinden doğan hakları tanımlar ve güvence altına alır. Buna göre ilgililerin bu eserler dolayısıyla maddi ve manevi yetkileri doğar. FSEK'e göre eserin korunması kamuya açık bir şekilde eserini yayınladığı anda manevi hakları doğar. Maddi haklarında doğabilmesi için bir takım kayıt-kabul işlemleri gerekebilmektedir. 

Bu bağlamda FSEK'ten anlaşılıyor ki bir eserin, bir ürünün korunabilmesi için belli şartları üzerinde taşıması gerekmektedir. Eseri meydana getiren kişinin özgün ve kişisel niteliklerinden izler görülmesi gerekmektedir.

Yapay zekanın ortaya çıkardığı eser yapay zekanın tek başına sunumu ile değerlendirildiğinde insan müdahalesi bulunmadığından hak sahipliği söz konusu olmayabilir. Fakat yapay zekanın ortaya çıkardığı eserde çeşitli düzenlemeler gerçekleştirme, ürüne çeşitli katkılarda bulunmak, kısacası eseri insan tarafından bir dokunuşla yeniden yorumlamak hak sahipliği konusunda çeşitli tartışmalara neden olmaktadır. 

Bu bağlamda mantıksal bir çıkarım yapıp tümevarımcı bir yaklaşımla konuya yaklaşırsam;

  1. Gülbahar karakterini, Yarın Olmadan albümünü ve albümü oluşturan 8 şarkıyı umuma açık olan YouTube'da yayınladığım için kamusal bir hak söz konusu.
  2. Yapay zekâya nasıl düşünmesini ve nasıl bir eser oluşturmasını söyleyip, onu yönlendiren gerçek kişi ben olduğum için benim de hak sahibi olmam söz konusu.
  3. Kullandığım yapay zeka programı olan Suno'nun üreticilerinin hak sahibi olması söz konusu.
  4. Kullandığım yapay zeka programı olan Suno'nun yatırımcılarının hak sahibi olması söz konusu.
  5. Yapay zekayı müstakil bir üretici olarak kabul ettiğim zaman yapay zeka programı olan Suno'nun tek başına hak sahibi olması söz konusu.

Şimdi düşünelim?

Gülbahar karakterinin oluşturulmasında, albümün ve albümü oluşturan şarkıların hazırlanmasında her bir aşamada yapay zekayı yönlendiren ve çeşitli yöntemlerle yeniden düzenleyen ben, Yarın Olmadan albümü üzerinde herhangi bir hak iddia edebilir miyim? Bu albümün yayınlanması, kullanılması ile bir kazanç temin edebilir miyim? İşte yeni dünyanın ve bu yeni dünyada sanatın, sanatçının ve sanat eserinin yeni sorunları...

Paylaş:  

0 Yorum:

Yorum Gönder

Bloguma ziyaretiniz için teşekkür ederim. Bu içeriği beğendiyseniz paylaşabilir, yorum yaparak katkıda bulunabilirsiniz. Yeniden görüşmek ümidiyle...