Aşkar Dergisi'nin 64. Sayısından Mısra Seçkisi

Bir ispinozun istiğrakı değil sizinki
Bir kartala hasret de değilsiniz 
Tüyler ve kıllar uyanıklığınız 
Paramesyumlar amipler 
Ama bir bakın sözlüğe 
Ve sonra kitaba baştan başlayın 
İstiğraka uğramış olarak

Aziz Mahmut Öncel, İstiğrak

Bizi buluşturan tanrıya
                              Soğuksun tanrıya 
                                                      Sun tanrıya 
                                                                  Bir kereviz 
                                                                                  Bir bamya…                                        

İdris Ekinci, Kararlısız

kapıyı çalmayın zaten hep açık
çalmayın penceresiz bacasız sınırsız kaldım
cüneyt arkın bile öldü, ölmeyecek sanmıştım.

Özgür Ballı, Dünyayı Kurtaramayan Adam

bir uyluk ağrısıdır sonrası kalkmaya yeltenen uçarı sazende 

nereye döneceksin şimdi nereye gideceksin ellerin hizası 

gösteriyor yıldızların semanın şamdanların olduğu o yedi kat 

göz açıp kapayana kadar rüya mesafesinde üç ömürlük

Yunus Emre Altuntaş, Köpeklerin Çağrıldığı Sabah

Bilinmiş mi söyleyin!
Bir şeyi düzeltmeye kalkışmanın bedelini şairler öder
Neden?

Faysal Soysal, Vakte Veda

sordum soruşturdum 
bulamadım duadan başka bir ses 
hangi semanın şahiniysem 
o semayı bana ver allahım

Şahin Parlak, Hangi Semanın Şahiniyim

Uyanınca hiçbir şey yerli yerinde olmayacak
Herkes kendini ararken aradığı kişiye ulaşılamıyor
Kim ölü, kim diri, ruhlar tanır mı birbirlerini?
Ruhun önceden kaynaşmış benimle, hatırladım
Verdiğim sözü, geldiğim kenti, tanıdım seni

Çağrı Subaşı, Şeylerin Şiiri

şifa bulmak hasta olmaktan geçer burayı sevelim
omzunda çanta, çantanın içinde gözyaşı
üzgünüm, bunu söylemeye varmıyor dilim
beni fena kırmışlar beni kapalı kapılar ardında

Ümit Çiçekli, Kırık Rüya

çünkü gözün çekim gücü buncalığı kutsadı
yazı yeniden bekleyen ağlak omuzların eşiğinde
temkinli birkaç bilinmeyene değer çatışması yaşatıp
biraz sonra tüm rütbeleri kuşlara bırakacağız

Doğanay Dağlar, Özne Oluşa Başvuru Bedeli

Acaba mutantlar düşen mostraya tek mütenasil bir öpüşle
Bir şiir tadabilirken sessizlik, Teoman kendinden kaçarken
Ben acaba elle yapılan bir gök gürleyebilir miyim.
Sese uygun bir poh yüklüyor ah’ına şişkin şişkin

Ali Tacar, İsli Köknarlar

kollarıma da yer açın kollarım hala taze
sarılmalarım çürüksüzdür efendim pûr sevgi
yüreğimi bilirsiniz sizi temin etmeğe lüzum yok
sevdiğiniz değil miyim efendim alınız beni sizden yana

Elif Aşîran, Terennüm

Hani mezeler olur ya, ana yemek başka bir şeydir. Mezeyle karnını doyurma.
Ana yemek daha gelmedi. Unutma bolca sırıt. Karıştırma orasını burasını fazla.

Süreyya Altunkara, İnsan Neden Muarız Olur Ki Mealini Anlamadan ve Sırıtmalar

bankada taksitle ölüm diye iki ömür vade
faizi
insanlara
bağışlanan
zulüm

İbrahim Akbulut, Bilgece veya Ahmakça

fiyakalandırır mıydın rica etsem?
ve birtakım çeşitlendirsek mi desem
gözlerin nezle değil de nazlı mı baksa bana

Emre Hacıarap, Süsü

tutunduğun gazalların mızraklanışından beri
ellerinden fırlattıkları hayat ölmeye değer mi
bu dal iki elin arasında cüzlendiğin örse eğer mi
biçilen rüzgardan ağulanmış ruhun sararınca

Hüseyin Yılmaz, Aziz

Önceden uzakların gürültüsü vardı dilimizde
Şimdi sırtımızda evimiz
Leylâ’yı anlatıyoruz birbirimize
Telâşımı mazur gör, bu telâş güzel telâş

Mehmet Akif Öztürk, Şarkıdan Sonra Leyla

Sulamak için kuru toprağı
Derin vadilerinden süzülüp
Düzlüğüne erince
Fazlasıyla meşgul bulduk dünyayı

Osman Nuri Tolar, Nerelerde Gezer Çiğni Kuşlı Cübbe Nerelerde Demür Tonlu Oğlan

ekmek nereye düşse temizdir
dünya’nın en ağır lokması
suyun nefesi karşılanır yürekte
bunlardan gayrı yenilen taş içilen zifttir

Örsan Gürkan, Garibanın Yüzü

Biraz dağınıkmışım, kusura bakmayın, içimle meşguldüm
Ben de isterdim en esaslı derdim camların tozu olsun
Gözünüzdeki çöplerden sıra gelmedi

Seda Şaffak, Kim Onlar

Gözünün bebeğinde gizlenen kıvılcım
Kor taşır mumdan kalelere
Eriyen bir göğün mavisinde
Uçuşumuz var geçmişten yapılmış günlere

Sevde Yaşar Çimen, Derdimiz Sığmaz Piksellere