16 Haziran 2021

, , ,

Durum Raporu /bir

YouTube'da keyifle takip ettiğim kanallardan birisi de Anatolian Rock Revival isimli kanal. Aşağı yukarı beş yıldır bu kanalın abonesiyim. Beni tanıyan insanlar Anadolu Rock müzik türüne karşı ilgimin olduğunu bilir. Dinlediğim şarkıların kaydını tutsaydım sanırım o şarkıların yarısı kadarı bu türe ait olan şarkılardan olurdu. Müzik listemde Erkin Koray, Cem Karaca, Barış Manço, Ersen ve Dadaşlar, Moğollar, 3 Hürel, Aziz Azmet, Grup Bunalım gibi bir çok sanatçı ve grup var. Sözünü ettiğim Anatolian Rock Revival isimli YouTube kanalına döneyim. 

Aslında YouTube kanalı olarak sizlere sunduğum şey bir sanat projesi. Bu sanat projesinin amacı ise Türkiye'nin Rock tarihinden (1964-1980) pek bilinmeyen eserleri gün ışığına çıkarmak; herkesin duymasını, öğrenmesini sağlamak. Projenin en beğendiğim tarafı ise şu oldu. İfade edildiği üzere Rock tarihimizde kıyıda köşede kalmış kıymetlerimizi bize sunuyorlar. Bu paylaşımları şarkıların ruhuna uygun hazırlanmış özel illüstrasyon eserlerle yapıyorlar. Ben bu projeyi kıymetli buldum.

***

Eşim ile birkaç hafta önce ne izleyebiliriz diye bakınırken YouTube'da karşımıza Gelin Kız isimli bir film çıktı. Yörük kültürünü yansıtan, tanıtan filmleri sevdiğim için ilgimi çekti. Filmde ilk dikkatimi çeken nokta Erol Taş ile Bilal İnci'yi aynı filmde baba-oğul olarak görmek oldu. Onları aynı karede görünce sevinmedim değil. Filmin oyuncu kadrosunda Aliye Rona, Ahmet Mekin, Tugay Toksöz, Arzu Okay ve Talia Saltı vardı. Aliye Rona'nın ve Ahmet Mekin'in oyunculuklarını her zamanki gibi beğendim. Fakat filmde başrolleri paylaşan Tugay Toksöz'ün ve Arzu Okay'ın oyunculuk performansını yeterli bulmadım. 

Filmi izledikten sonra zihnimde şu düşünce oluştu. 1960-1980 dönemi arasında Yörük kültürünü yansıtan ve tanıtan filmler üzerine ayrıca bir yazı yazabilirdim. Daha önce Türk Sineması'nda okul - kolej temalı filmler üzerine bir yazı kaleme almıştım. Bu fikir zihnimin bir köşesinde dursun şimdilik.

***

Şu sıralar okuduğum bir kitap yok. Fakat takip ettiğim yazarlar ve bloglar var. Gerek dergilerden gerekse Edebi Fikir internet sitesinden takip ettiğim kıymetli insan Mehmet Raşit Küçükkürtül'ün yazılarını okuyorum. Üslubu ve yazılarının konusu itibariyle ilgiyle takip ettiğim bir yazar.

Fakülte yıllarımdan dostluk kurduğum Ubeydullah ile ilk karşılaşmam bundan yıllar önce yazdığı blogu sayesinde olmuştu. Bu ilk irtibat yazı ve yazmak üzerine olunca, ilgi duyulan-kıymet verilen şeyler de birbirine benzer olunca arkadaş olduk. Bu zamanla dostluğa dönüştü. Yıllar içinde ortak yayın çalışmalarımız oldu. Kendisi hala blog yazmakta ve yayın çalışmalarına devam etmektedir. Blogumun "Okuma Listesi" sayfasından da görebileceğiniz üzere kendisinin AdamKarga isminde bir blogu vardır. Düzenli bir şekilde yazan, paylaşan insanları görmek bende bir motivasyon kaynağı oluşturuyor. Sizde AdamKarga blogunu takip edebilirsiniz.

***

Bu arada bir öykü yazdım ve yazdığım bu öyküyü Potkal Fanzin'e gönderdim. Potkal Fanzin'de yayınlandıktan sonra burada da paylaşacağım. Umarım okurunu bulur.
Paylaş:  

2 yorum:

  1. Sevgili dostum, kalp kalbe karşı derler ya, onu yaşadım bir fiil: Bloguna uğramak gönlüme estiğinde yeni yazını ve muhabbetini, selamını fark ettim. Varolasın. Seninle birlikte geçirdiğimiz zamanlar, ömrümün en kıymetli, bereketli zamanlarıydı. Bu zamanın mimarı da senle olan muhabbetti zaten. Dostluğumuz daim olur inşallah.

    Daha sık yazanlardan olman dileğiyle. Seni okumak çok güzel her anlamda. Umarım daha nice güzel işler yapabiliriz.

    Sağlıcakla...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Umarım bundan sonra burada daha sık bulunur, yazılarımı ve çalışmalarımı sizlerle paylaşırım. Çabam bu yönde ama işten-güçten çoğu zaman fırsat kalmıyor.

      Sil

Bloguma ziyaretiniz için teşekkür ederim. Bu içeriği beğendiyseniz paylaşabilir, yorum yaparak katkıda bulunabilirsiniz. Yeniden görüşmek ümidiyle...