uysal ağzını hınca hınç doldurmadım
giyinip dudağını kıvrılmadım bir köşeye
yürüdüğün haziranlardan getirmedim günün döndüğü saate
dağılmadı uykusuzluğuma saçların
sen varmadın kapıya ben akmadım merdivenlerden
ovulmadı yüreğim toprağın sana değdiği yerden.
uyudum, uzak bir şehre sürdüler beni
beni aklımdan geçmeyenle tehdit ettiler.
pencereye sataşan uzaklık, perdeyi ürküten karaltı
boşluğunu bir kadının kahkahasıyla örten sokak
dişiliğini üzerimde deneyen dünya
içine heykeller oyulan esmerliğim
tenimi reddeder gibi oturdu erik ağaçlarının arasına.
güç yetiremiyorum dilimin çaresizliğine
yeni matlar keşfediyorum kapıyı her yoklayışımda
nereye koşsam nereye dursam aynı yağmur
bunalıyorum kurumayacak bu gömlek
bu gömlek üç tarafından ıslanmış
üç tarafından sana gelmiş.
sırtımda kırıldı bana sunulan kadeh, dağıldı zehir
ben sıçradıkça böyle
dünyada derin yere değdi ayağım
tamam mı abi
tamam değil yasin ayna kırık, yüzüm yerinde mi
ali’nin aynası kırık, yasin unutmayalım bu olanları.
suratıma sekip duran topuklular yok bu çerçevede
çünkü her fotoğraf yalan söyleyebilir
sırasında eksilebilir bütün olan.
yürüyorum aramızda duvar, duvarda resim, resimde kız
üzerime abanan apartman, mücahid’in akşamlı yurt odaları
uzadıkça uzayan vezne sırası
yürüyorum aramızda herkes aramızda bi dünya.
budandı dünyaya takılan kollarım gözüm isminde tozlandıkça
toprağına bağlandım, toprağın ile aşıladım kuruyan dallarımı
sancım dineldi seni andıkça, seni andıkça hatırladım andımı
seni andıkça boğazladım her sabah koynunda uyandığım karaltıyı.
aynayı uzattım kaza süsü verdiğim yüzüme
dünümü bugünümü yarınımı yok bağışlayacak senden başka
senden başka yok karanlığımı aydınlığına ulayacak.
göze aldım dünyayı merhametini okudum
şükrettim geçtim de yanlışın içinden yolunu sordum
işittiğimi anlar kıl, kulağımı temizle bu irinden, beni sana sesle
hep ertelemişken ömrümü aldığım nefesi ertelemişken senden başkasına
şimdi pişmanlığımı erteleme.
bu kez senin için hazırlandım yola çıkarken
bu kez aynanın karşısına senin için geçtim
sana taradım saçlarımı cuma günleri
toyluğumun örsünden bir zırh çıkar bir kılıç
imdi sefer bana.
Eyüp Aktuğ
Aşkar Dergisi, Ocak - Şubat - Mart 2016, Sayı 37
Azizim, kardeşim... Beni hatırladın mı? Gerçekten azmine hayranım. 2008'den bu yana çizgini bozmadan değerli şeyler paylaşıyorsun, takipte olduğumu bilmeni isterim. Bir gün çok daha iyi yerlere gelmen dileğiyle, sevgilerimle.
YanıtlaSilSeni unutmadım Çağatay, güzel düşüncelerin ve değerli takibin için teşekkür ediyorum.
Sil