18 Ağustos 2015

Anlatacaklarım Bu Kadar

Merhaba. Günlerim yoğun geçiyor sayılır. Havalarda hayli bunaltıcı olunca buralara pek uğrayamadım. Bu yazımda sizlere getirdiğim bir kaç haber var. Bu haberlere geçmeden önce bir tavsiye vermek istiyorum sizlere. Malum, havalar hayli sıcak, gündüz vakti dışarı çıkan nadir oluyor. Bu bunaltıcı havayı birazcık durultucak şeyler yapmak gerekiyor. Mesela gece yatmadan buz dolabına koyduğunuz bir sürahi suyun içerisine bir kaç yaprak nane ve bir dilim limon bırakın. Ferahlatıcı ve etkisini kaybettirmeyen bir aroma bırakıyor. Ben çok sevdim. Etkisini de gördüm.

Paylaşmak istediğim gelişmelere geçmek istiyorum. 2015'in bahar mevsiminde ilk sayısını çıkardığımız Enfa Edebiyat'ın ikinci sayısı bugün çıktı. Hatta şu an Sivas sınırları içerisine gelmiş olması gerekiyor. Heyecanla teslim alacağım anı bekliyorum. Bu vesileyle ikinci sayımızın yolunu gözleyen okurlarımıza ilan etmiş olalım. Twitter sayfamızdan temin edilebilecek noktaları duyuracağız sizlere. Bir diğer haber ise Karanfil Fanzin'in 15. sayısının hazırlıklarına başlamış olduğumuz. Twitter'da duyurusunu yapmıştık. Yeni sayımız için eserlerini bizlere ulaştıran güzel insanlara kısa zamanda geri dönüş yapacağız.

Bu arada dün gece feneri Beyoğlu Çay Evi'nde söndürdüm. Gece 00:30 sularında evimin yolunu tuttum. Bizim mahalle tenhadır biraz. Ağır ağır ilerliyordum eve doğru. Ellerim ceplerimde... O sırada çalılıkların arkasından köpek sesleri işittim. Çalılıklar kımıldamaya başladı. Yoksa aklıma gelen şey miydi bu? Evet. Beş veya altı köpekten oluşan bir çeteydi bu ve işin kötü tarafı hepsi birden bana doğru koşmaya başlamıştı. Aramızda az bir mesafe vardı. O anda kelimenin tam manasıyla Usain Bolt çıktı ruhumdan. Girdiğim yol çok dardı. Ve karşıdan beyaz renkli bir araba üzerime doğru geliyordu. Geri dönsem köpek sürüsü, koşmaya devam etsem araba bana çarpabilir. Ben koşmayı tercih ettim o anda, geri dönemezdim. Allah'tan şöfor iyi bir refleks gösterip beni teğet geçti. İki, üç dakikalık bir kaçıştan sonra izimi kaybettirmeyi başardım. Çok şükür bir şey olmadı.

Bisiklet sporuna başladım bu arada. Bir aydır pedal çeviriyorum. Haftada bir kendime bir rota belirleyip gezintiye çıkıyorum. Bazen merkeze bağlı köylere bazen çiftliklere bazen ise yakın dağların eteklerine doğru ilerliyorum. Bu hafta Karayün Köyü'ne gitmeyi planladım. Suyumu, yiyeceğimi ve nerede mola vereceğimi falan düşündüm.. Saat 18:00'da hareket ettim Sivas Meydanı'ndaki Kale Camii'nin önünden. Tren Garına doğru yola devam ettim ve Yenişehir'e döndüm. Takip ettiğim rotayı şuraya ekledim. Fakat, havanın baskınlığı azalmadı. Karayün Köyü ile Kale Camii arası 30 km idi ve gidiş - dönüş 60 km yapıyordu. Tahmin ettiğimden daha fazla su içtim ve suyum tükendi. Yiyeceğim de kalmayınca böylesi bir macerayı gereksiz buldum. Zaten havada kararmaya başlardı biraz sonra. Eve doğru geri döndüm.

Evet, anlatacaklarım şimdilik bu kadar. Kendinize dikkat edin.
Paylaş:  

2 yorum:

  1. Karanfil Fanzin için bende birkaç parça birşey göndermeyi düşünüyordum fakat biraz yetersiz olabileceğini ve editörler tarafından onay alamayacağını düşündüğüm için vazgeçtim. Belki cesaretimi toplayıp daha sonra gönderirim :) Bu arada köpek saldırısına magruz kalıp koşarak kurtulmak mucize gibi birşey. İzini kaybettirmiş olaraka çok şanslısın bence. Ayrıca bisiklet candır can <3 çokta abartmadan haftada en az bir kez ve her seferinde farklı rotalarda yol almak çok güzel :) Ben çok seviyorum :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. karanfil.fanzin@gmail.com kanalı üzerinden eserini gönderebilirsin fanzine. Yayın kurulu yapıcı bir eleştiri ile birlikte geri dönüş yapacaktır. Köpek meselesineg gelince, umarım bir daha yaşamam aynı olayı. :)

      Sil

Bloguma ziyaretiniz için teşekkür ederim. Bu içeriği beğendiyseniz paylaşabilir, yorum yaparak katkıda bulunabilirsiniz. Yeniden görüşmek ümidiyle...