Başrollerini, malumu olduğunuz üzere, Sadri Alışık ve Esen Püsküllü paylaşıyor. Filmin kötü adamı ise siyah - beyaz dönemin, yakışıklı ve züppe rollerinden aşina olduğumuz Salih Güney. Filmin başlangıç bölümünden bir sahne çıkardım sizler için. Kopyala - yapıştır değildir el emeğim var. :)
Müjgan: Merhaba.
Müjgan: Merhaba.
Sadri: Merhaba Müjgan. Merhabalar olsun. Ver bakayım, çokta ağırmış. Ama bu işleri yakın bir vakitten sonra yapmayacaksın artık. Çarşı pazar falan da dolaşmayacaksın. Bu akşam yine göreceğim seni.
Müjgan: Nerde?
Sadri: Sinemada. Bilet bıraktım annene.
Müjgan: Gideriz dedi mi?
Sadri: Kat’i bir şekilde söyledi. Böyle sinemada pek yanına gelemem tabi. Böyle değemem parmak uçlarına. Ama olsun uzaktan uzaktan seyrederim ya seni.
Müjgan: Ben de seni görmüş olurum.
Sadri: Belki de leblebi çekirdek getiririm. O bahanenin vesilesiyle de yakından bi baktım mı yüzüne, artık sevincimden duramam sinemanın içinde. Doğru koşarım meyhaneye.
Müjgan: Ooo, döktün. Kısmetim taştı.
Sadri: İnşallah Müjgan. Hep böyle sürüp gitmeyecek ya bu fukaralık. Bir paralar kazanacağım, aliül ala bir şekilde yaşatacağım seni inan.
Müjgan: Fazla bir şeyde gözüm yok benim. Senle oluyum, sana kavuşuyum yeter bana.
Sadri: Biliyorum ve de bu sebeple içim taşıyor. Gazoz gibi. Evimizin misafir odası olsun istiyorum. Elektriği suyu olsun istiyorum. Öyle seni çeşmelere falan göndermeyeceğim. Topuzlu karyolamız, aynalı konsolumuz, kadife masa örtümüz bile olacak.
Müjgan: İnşallah.
Sadri: İnşallah Müjgan.
0 Yorum:
Yorum Gönder
Bloguma ziyaretiniz için teşekkür ederim. Bu içeriği beğendiyseniz paylaşabilir, yorum yaparak katkıda bulunabilirsiniz. Yeniden görüşmek ümidiyle...