yoksa yeryüzüne mi iniyor bu gök?
bir kadın tanıdım vaktiyle dünyanın birinde
roma’yı ikiye bölecek kadar güzel
bir çağı yerinden oynatacak kadar.
eğer kristof kolomb görseydi onu
cayardı amerika’yı keşfinden.
ı.
boynunu kiraz ağacına uzatırken mırıldandığım şey:
uzun günbatımları olurdu güldüğü zaman.
göreli bir maviliğin koynuna uzandın
ve saçlarına sakladın yağmuru
bense karanlığı sıyırdım gözlerinden.
evet böyle başlamış olmalıydı
bunca kalabalıktan bize
bir tenhalık yontan hikâyem.
ıı.
bir yağmur zamanı onu izlerken gördüğüm düş:
gökyüzünü okudum onu severken.
kimsenin okumadığı bir kitaptı gökyüzü.
sen ellerini sürdüğünden beri bulutlara
avuçlarım açık hava kütüphanesi,
yeryüzüne dağılıyorum ıslandıkça.
sen tarif edemediğin bir şey sunuyorsun bana
ben onun adına yaşamak diyorum.
ııı.
ayakları toprağa değince başlayan şarkı:
anladım ki sevmek için çok kalabalık buralar.
yüzüme yağmur gibi dökülen o tebessüm
ah bir bilseniz yaşamak nedir?
sizin gözlerinizi büyük caddeler incitmiş
hem çok kaş çatışı olmuşsunuz.
oysa toprağa düşen bir gök resmi
yağmura üflediğim bu şiir.
Eyüp Aktuğ
(Enfa Edebiyat Dergisi'nin 1. sayısında yayınlamıştır.)
0 Yorum:
Yorum Gönder
Bloguma ziyaretiniz için teşekkür ederim. Bu içeriği beğendiyseniz paylaşabilir, yorum yaparak katkıda bulunabilirsiniz. Yeniden görüşmek ümidiyle...