29 Mart 2015

,

Saatini İleri Almak İstemeyen Adam

Bu yazıyı yazmayı planladığımda saat 02:10 idi. Şimdi ise 02:20 oldu. On dakika boyunca ne yazsam acaba diye düşünmedim. Kendime kahve yaptım. Sanırım bu gece uyumayacağım. Son zamanlarda anlam veremediğim şeyler oluyor. Ve bu anlam veremediğim şeylere karşı verdiğim tepkilere de anlam veremiyorum. Her neyse, konumuz bu değil zaten. Masamdaki dijital saat 03:00 rakamlarını gösterdiğinde, hayatımı bir anda bir saat ileri sarmış olacaklar. Yaz saati uygulamasına geçiliyormuş yaklaşık yarım saat sonra.
Dinçer - Bu saçma bir başlık oldu yazıya.
Eyüp - Saçma olmadı. Saçma olmuşsa bile benim yazım bu.
Dinçer - Yazacak bir şey bulamamışta bunları yazıyor gibi bir halin var.
Eyüp - Son zamanlarda garip şeyler yaşıyorum. Bir de sen gelme üzerime. Kafamı rahatlatmak istiyorum.
Dinçer - O garip şeyleri yaşamamak senin iradende aslında.
Eyüp - Haklısın sanırım.
Dinçer - Şaşırdım.
Eyüp - Neden, ne oldu ki?
Dinçer - Haklısın, dedin ya... İtiraz edeceksin sanmıştım.
Eyüp - Başımı ağrıtma Dinçer, lütfen...
Saatimi ileri almayacağım. Bakalım yarın ne gibi problemlerle karşılaşacağım. Bütün bir toplumu bir saat geriden takip etmek nasıl bir duygu olacak merak ediyorum doğrusu. Bir şey daha var. Yeni bir şey, Loreena Mckennitt isminde birisi. Nerede karşına çıktı diye soracak olursanız, cevaplayayım. Hüseyin Atlansoy'un "İyi Günler İlerde Anneanne" isimli şiirini bilirsiniz. O şiiri İsmail Kılıçarslan'da seslendirdi bir zaman. Ben çok beğenmiştim. Ne olduysa, nasıl olduysa şiir aklıma düştü birden. Bir daha dinleyeyim dedim. Derken şu video linkine tıkladım. Daha öncede dinlemiştim bu şiiri, ama arka planda bir ensturman yoktu. Bu hali daha güzel olmuş. Arka plandaki ensturmantelin kime ait olduğu da yazıyordu. İşte Loreena Mckennitt ismini öğrenişim böyleydi. Sesini, tınısını, tarzını sevdim. Şu eserini çok sevdim. La Serenissima.

Şimdilik, bu kadar. Bir taraftan yorgunum, bir taraftan uykum yok, diğer taraftan hala aynı melodiyi dinliyorum, ne bileyim, bir yazı yazayım dedim işte. Belki biraz sonra bir kaç mısra bulur beni, ben onları bulmaya gidemem bugün. Yahut bir miktar bir şeyler okurum. Yine uzadı laf işte gördün mü? Her neyse. Hoşçakal, artık kim üzerine alınacaksa bu hoşçakalı, o hoşçakalsın.  Saat 02:45
Paylaş:  

2 yorum:

  1. Zaman zaten akıp gidiyor, onunla ters düşmek yerine ona dost olmak iyidir kanımca..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bir daire üzerine ilerliyor zaman. Belli dönemlerde belli olaylar tekrar ediyor. Böyle düşünüyorum. Sanırım, dost olmak en güzeli olacaktır.

      Sil

Bloguma ziyaretiniz için teşekkür ederim. Bu içeriği beğendiyseniz paylaşabilir, yorum yaparak katkıda bulunabilirsiniz. Yeniden görüşmek ümidiyle...