Korku türünde roman veya film seven birisi değilim. Yani şu bilindik şeyler işte... Yüksek çığlık sesleri, her tarafa sıçrayan kan görüntüleri falan filan. Fakat iyi bir gerilim filmi çıkarsa karşıma tekrar ve tekrar izlerim. Arşivime eklerim. Stephen King ismini duymayan yoktur sanırım. Roman yazarı. Yazdığı eserler bir çok filmin temelini oluşturmuş. Şimdi filmimize geçelim. Filmin adı, Stephen King'in aynı isimli romanından almakta: MISERY. Gariptir ki, Misery romanı Türkçe'ye "Sadist" ismi ile tercüme edilirken Misery filmi ise "Ölüm Kitabı" olarak tercüme edilmiş. Ben anlam veremedim. Misery olarak kalsa daha iyi olurdu bence.
Şimdi, çok şöhretli bir roman yazarı olduğunuzu düşünün. Yazdığınız kitaplar dünyanın bir çok ülkesinde en çok satanlar listesinde yer almakta. Haliyle böyle bir durumda, hayli kalabalık bir okur ve hayran kitleniz olacaktır. Bütün bunlara rağmen, bu büyük şöhrete rağmen, ayaklarınız yere sağlam basıyor ve yeni eserler vermekle günlerinizi geçiriyorsunuz. Eski bir daktilo ve biraz yalnızlık. Nihayet oluşturduğunuz seri romanın son halkasını da yazdınız. Kendinize küçük bir kutlama yapabilirsiniz değil mi?
Buraya kadar her şey normal. Sözünü ettiğim yazar ise Misery romanlarının yazarı Paul Sheldon. Onun yerinde olmayı isterdiniz sanırım. Yazdıklarınız bir çok insan tarafından saygıyla karşılanıyor ve hak edilen değer veriliyor. Toplumda itibarlı bir statünüzde var. Çok hoş! Peki... Milyonlarca hayranınız içinde bir numaralı hayranınız kim? Hiç merak ettiniz mi? Sizi çok seven, sizin her kitabımızı defalarca okuyan ve cümle cümle ezberleyen birisi. Sizin hayatınızla ilgili her şeyi hemen hemen biliyor. Evinin bir köşesini sizin ve eserleriniz için ayırmış. Hepimizin birilerine hayranlık duymuşuzdur. Belki bir şarkıcıya ya da bir şaire/yazara... Ama şiddetli bir bağımlılık derecesinde değildir bu hayranlık değil mi?
Paul Sheldon'un bir numaralı hayranı ise Annie Wilkes. Eski bir hemşire. Colorado'da sakin bir hayat yaşıyor. Ve kocası onu terkettiğinden beri kendisini kitap okumalarına vermiş durumda. Ruhundaki acılar ve ıstıraplar Paul Sheldon romanlarını okuyarak hafiflemekte. Sevimli bir yüzü var. Bir kaç tane ineğe, tavuğa ve bir domuz yavrusuna sahip. Misery romanlarını çok sevdiğinden domuz yavrusuna da Misery ismini vermiş. Şimdilik onun hakkında bu kadar bilgi vermek kâfi diye düşünüyorum. Annie Wilkes karakterini oyanayan Kathy Bates 1990 yılında "En İyi Kadın Oyuncu" oscar ödülünü kazanmış. Yani rolünün hakkını tam anlamıyla vermiş.
Filmin genel çerçevesi hakkın bu kadar konuşmak yeterli. Biraz daha özele inmek istiyorum. Filmi üstünkörü bir şekilde özetlersem eğer;
Paul Sheldon geçirdiği yazdığı son romanı yayıncıya götürmek üzere Colorado'daki dağ evinden 66 model Ford Mustang'i ile yola çıkar. Şiddetli bir tipiye yakalanır. Çok fazla kar yağmaktadır. Nihayetinde ise direksiyon hakimiyetini kaybedip kaza yapar. Fakat şansı vardır ki, o yakınlarda bir kadın kendisini kurtaracak olan bir kadın vardır. Sonuçta ise kadın Paul Sheldon'u kurtarır. Evinde misafir eder. Geçirdiği kazada bacakları kırılmıştır ve omzu yerinden çıkmıştır. Fakat bu kadın eski bir hemşire olduğundan onu tedavi eder. Paul Sheldon'u kurtaran bu kadın onun bir numaralı hayranıdır. Yukarıdaki bölümde bahsetmiştim zaten. Paul Sheldon'a çok iyi bakar. Zamanla iyileşmeye başlar. Fakat Annie Wilkes, büyük bir hayranlık beslediği yazarı ömür boyu misafir etmek istemektedir. Bu noktadan sonra iki işi arasında gerilim tırmanmaya başlar. Oldukça merak uyandırıcı, akıcı ve bir o kadar rahatsız edici sahneler barındıran bu filmde karakterlerin ruh tahlilleri iyi yapılmış.
İzlemenizi tavsiye ederim. Ben çok beğendim. Söylemek istediklerim bu kadar. Umarım hiç kimse bir numaralı bir hayrana sahip olmaz.
Şimdi, çok şöhretli bir roman yazarı olduğunuzu düşünün. Yazdığınız kitaplar dünyanın bir çok ülkesinde en çok satanlar listesinde yer almakta. Haliyle böyle bir durumda, hayli kalabalık bir okur ve hayran kitleniz olacaktır. Bütün bunlara rağmen, bu büyük şöhrete rağmen, ayaklarınız yere sağlam basıyor ve yeni eserler vermekle günlerinizi geçiriyorsunuz. Eski bir daktilo ve biraz yalnızlık. Nihayet oluşturduğunuz seri romanın son halkasını da yazdınız. Kendinize küçük bir kutlama yapabilirsiniz değil mi?
Paul Sheldon karakterini oynayan James Caan düşünceli görünüyor. |
Buraya kadar her şey normal. Sözünü ettiğim yazar ise Misery romanlarının yazarı Paul Sheldon. Onun yerinde olmayı isterdiniz sanırım. Yazdıklarınız bir çok insan tarafından saygıyla karşılanıyor ve hak edilen değer veriliyor. Toplumda itibarlı bir statünüzde var. Çok hoş! Peki... Milyonlarca hayranınız içinde bir numaralı hayranınız kim? Hiç merak ettiniz mi? Sizi çok seven, sizin her kitabımızı defalarca okuyan ve cümle cümle ezberleyen birisi. Sizin hayatınızla ilgili her şeyi hemen hemen biliyor. Evinin bir köşesini sizin ve eserleriniz için ayırmış. Hepimizin birilerine hayranlık duymuşuzdur. Belki bir şarkıcıya ya da bir şaire/yazara... Ama şiddetli bir bağımlılık derecesinde değildir bu hayranlık değil mi?
Paul Sheldon'un bir numaralı hayranı olan Annie Wilkes rolünde Kathy Bates. |
Paul Sheldon'un bir numaralı hayranı ise Annie Wilkes. Eski bir hemşire. Colorado'da sakin bir hayat yaşıyor. Ve kocası onu terkettiğinden beri kendisini kitap okumalarına vermiş durumda. Ruhundaki acılar ve ıstıraplar Paul Sheldon romanlarını okuyarak hafiflemekte. Sevimli bir yüzü var. Bir kaç tane ineğe, tavuğa ve bir domuz yavrusuna sahip. Misery romanlarını çok sevdiğinden domuz yavrusuna da Misery ismini vermiş. Şimdilik onun hakkında bu kadar bilgi vermek kâfi diye düşünüyorum. Annie Wilkes karakterini oyanayan Kathy Bates 1990 yılında "En İyi Kadın Oyuncu" oscar ödülünü kazanmış. Yani rolünün hakkını tam anlamıyla vermiş.
Filmin alternatif afişlerinden birisi. Ben bu afişi daha çok sevdim. |
Filmin genel çerçevesi hakkın bu kadar konuşmak yeterli. Biraz daha özele inmek istiyorum. Filmi üstünkörü bir şekilde özetlersem eğer;
Paul Sheldon geçirdiği yazdığı son romanı yayıncıya götürmek üzere Colorado'daki dağ evinden 66 model Ford Mustang'i ile yola çıkar. Şiddetli bir tipiye yakalanır. Çok fazla kar yağmaktadır. Nihayetinde ise direksiyon hakimiyetini kaybedip kaza yapar. Fakat şansı vardır ki, o yakınlarda bir kadın kendisini kurtaracak olan bir kadın vardır. Sonuçta ise kadın Paul Sheldon'u kurtarır. Evinde misafir eder. Geçirdiği kazada bacakları kırılmıştır ve omzu yerinden çıkmıştır. Fakat bu kadın eski bir hemşire olduğundan onu tedavi eder. Paul Sheldon'u kurtaran bu kadın onun bir numaralı hayranıdır. Yukarıdaki bölümde bahsetmiştim zaten. Paul Sheldon'a çok iyi bakar. Zamanla iyileşmeye başlar. Fakat Annie Wilkes, büyük bir hayranlık beslediği yazarı ömür boyu misafir etmek istemektedir. Bu noktadan sonra iki işi arasında gerilim tırmanmaya başlar. Oldukça merak uyandırıcı, akıcı ve bir o kadar rahatsız edici sahneler barındıran bu filmde karakterlerin ruh tahlilleri iyi yapılmış.
İzlemenizi tavsiye ederim. Ben çok beğendim. Söylemek istediklerim bu kadar. Umarım hiç kimse bir numaralı bir hayrana sahip olmaz.
En kısa zamanda izleyeceğim.
YanıtlaSilİlk defa duydum bu filmi o da senden.
Selam ve dua ile kardeşim.
Hayırlı Bayramlar aziz kardeşim.
YanıtlaSilRabbim bu mübarek bayramın hürmetine ülkemize milletimize zeval vermesin.